- 10 Mayıs 2020
- Yayınlayan: yonetici
- Kategori: Güncel Yazılar
1) TANITIM
Bu rapor olağanüstü hal rejimine ilişkin Venedik Komisyonu tarafından daha önce hazırlanmış rapor ve çalışmaların derlenmesinden oluşturulmuştur. Raporun oluşturulma amacı, bu konuda yapılacak yasal düzenlemeler konusunda bir rehber oluşturmak olup, bu raporun tek başına kaynak alınmaması, raporun atıf yaptığı orijinal çalışmaların referans alınması tavsiye edilmektedir. Rapor genel standartlara dair bilgilendirme yapmakta olup, bu konuda çalışma yapacak kişilerin bu raporun dayanağı olan dokümanların sunduğu çerçevede, yerel dinamikleri ve özel şartları dikkate alarak değerlendirme yapmaları uygun olacaktır.
2) PRENSİPLER VE YASALLIK
Olağanüstü hal uygulamalarının yasallığının belirlenmesi için aşağıdaki sorular kapsamında bir kontrol listesi oluşturulmuştur. Bunlar;
– Olağanüstü hal durumlarına ilişkin ulusal hukukta düzenlemeler var mı?
– Bu düzenlemelerde insan haklarının kısıtlanmasının hangi şartlarda olduğu belirtilmiş mi?
– Hangi hallerde ve kriterlere bakılarak bu istisnalar uygulamaya geçirilebiliyor?
– Ulusal mevzuat sınırlandırılamayacak hakları (Yaşam Hakkı, Kanunsuz Suç ve Cezanın olmaması ilkesi, Ayrımcılık Yasağı vb.) belirlemiş mi?
– Sınırlandırmalar belirtilen durumlar için yerinde mi?
– Sınırlandırmaların süreleri olağanüstü hal durumuna uygun mu?
– Hak kısıtlamalarının süreleri sınırlandırılmış mı?
– Olağanüstü halin olup olmadığına dair belirleme prosedürü nedir?
– Olağanüstü hal döneminde parlamenter denetim ve yargı denetimi mümkün mü?
Devletin, kurumlarının ve halkın korunması için olağanüstü durumlarda insan haklarının kısıtlanması ve bazı kamu kurumlarına olağanüstü yetkiler verilmesi gerekli olabilir ancak bu olağanüstü yetkiler otoriter düzenlerde iktidarda kalmak veya muhalefeti baskı altına almak gibi amaçlarla insan haklarının kısıtlanması ile sonuçlanabilir. Bu sebeplerle olağanüstü hal durumlarında demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinden taviz verilmemesi gerekir. Olağanüstü hal durumlarında bu ilkelerden sapmanın yaşanmaması için parlamenter denetim ve yargısal denetim hayati bir öneme sahiptir.
Olağanüstü halin uygulama şartlarının ve kapsamının anayasada yer alıyor olması ve sadece savaş ve halkın ve devletin yaşamını tehdit eden bir durumda hayata geçirilmesi gereklidir.
Fiili olarak olağanüstü hal uygulamalarından kaçınılmalı, gerekli olduğu takdirde olağanüstü halin resmi olarak ilan edilmesi gereklidir.Hak sınırlamaları sadece yasalarda belirtilen çerçevede yapılmalıdır. Sınırlamalar sadece tehdidin ortadan kalkması için zorunlu tedbirlerden oluşmalı, tehdit ile orantılı ve geçici olmalıdır.
Olağanüstü hal uygulamasının gerekliliğine dair en doğru bakış açısı yerel devletlerin uzmanları ve yöneticilerince belirlenebilir. Ancak genel bir çerçeve olarak, gerçek ve yakın bir tehlikenin olması, bu tehlikenin bütün ülkeyi etkileyecek düzeyde olması, toplumsal düzenin bozulması ihtimalinin yüksek olması ve tehdidin normal dönem yasaları ve uygulamaları ile ortadan kaldırılmasının mümkün olmaması hallerinde olağanüstü hal ilanının gerekli olduğu varsayılabilir. Olağanüstü hal durumunda devletin geçicilik, yasallık, ilan edilme ve kısıtlanamaz hakların korunması ilkelerine saygılı uygulamalarda bulunması gerekir.
3) İNSAN HAKLARININ SINIRLANDIRILMASI
– Haklar ancak olağanüstü hallerde sınırlandırılabilir(esas olan hakların kısıtlanmamasıdır),
– Hakların sınırlandırılması ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde gerçekleştirilmelidir,
– Sadece durumun gerektirdiği alanlarda ve sürede hak sınırlandırmaları yapılmalıdır,
– Sınırlandırılamaz haklar korunmalıdır,
– Tutarsızlık veya ayrımcılık içeren sınırlamalar yapılmamalıdır,
– Hakların sınırlandırılmasında öncelikli amacın bu hakların tekrar sağlanması ve normal düzene geçilmesi olması gereklidir.
Hiçbir olağanüstü hal durumu bir devletin, hukukun üstünlüğü prensibini görmezden gelmesine sebep olamaz.
4) OLAĞANÜSTÜ HALİN İLANI VE UZATILMASININ DENETİMİ
Olağanüstü hal ilanı ve uygulamaları yerel ve uluslararası otoriteler tarafından mutlaka denetlenebilir olmalıdır. Ulusal anlamda olağanüstü hal uygulamalarının parlamenter ve yargısal denetimi , olağanüstü yetkilerin kullanılmasının suistimal edilmemesi açısından, vazgeçilmezdir. Her ne kadar devlet başkanının acil durumlarda hızlı tedbir alabilmesi için olağanüstü hal ilanı yapması makul olsa da, olağanüstü halin ilanı ve uzatılmasında parlamentonun etkin olması gerekir. Olağanüstü rejimde yürütme erkine verilen olağanüstü yetkiler yine yasalar çerçevesinde verilmekte olup hukukun üstünlüğü prensibi ortadan kalkmamaktadır. Yöneticiler hukuk çerçevesinde hareket etmeli, kurum ve kişilerin uygulamaları bağımsız mahkemelerce denetlenebilmelidir. Özellikle sınırlandırılamaz hakların korunması konusunda yargısal denetim vazgeçilmezdir.
5) OLAĞANÜSTÜ HALİN SÜRESİ
Olağanüstü hal durumu tanımı itibariyle istisnai ve geçici olmalıdır. Olağanüstü hal dönemi zaman sınırlamasına tabi olmalı, olağanüstü durum süresince olmalı ve devamlı bir uygulama haline getirilmemelidir. Yönetimlerin olağanüstü hal kuralları ile yönetim süresinin çok uzun olması halinde bu uygulama demokratik meşruluğunu kaybedecektir.
6) OLAĞANÜSTÜ HAL UYGULAMALARININ KAPSAMI
Olağanüstü duruma karşı alınan önlemlerde zorunluluk kriteri dikkate alınmalı ve tehdidin boyutuna göre bu önlemler orantılı olmalıdır. Sokağa çıkma yasağı gibi yasakların bir çok hakkı birden sınırladığı dikkate alınmalı ve zorunlu olduğu sürece, tehdit ile orantılı derecede uygulanmalı ve geçici olmalıdır. Olağanüstü hal dönemlerinde askeriyenin kullanılması, anayasal değişikliklerin yapılması, seçimlerin yapılması veya ertelenmesi ve referandum yapılması konularında bazı örneklere değinilerek çeşitli tavsiyelerde bulunulmuştur. Bu tavsiyeler genel olarak hukukun üstünlüğü ilkesinin ve demokratik sistemin zedelenmemesini söylemektedir. Seçimlerin yapılması veya ertelenmesi gerekliliğine dair net bir tavsiyede bulunulmamıştır. Genel ilkeler çerçevesinde önlem alınması tavsiye edilmektedir. Olağanüstü dönemlerde siyasi partilerin faaliyetlerinin kısıtlanması konusunda Avurupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası anlaşmalar kapsamındaki gerekliliklerin normal dönemlerdeki gibi dikkate alınması gerektiğinden bahsedilmektedir.
7) RAPORUN DEĞERLENDİRMESİ
Mevzubahis rapor bir derleme olup, günümüzde yaşadığımız salgın tehlikesine karşı alınacakönlemlere ilişkin spesifik bir öneride bulunmamaktadır. Özellikle insan haklarının kısıtlanmasıkonusunda genel ilkeler belirtilmekte, bu kapsamda daha önce bazı ülkelerin olağanüstü hallerdeki uygulamalarına dair değerlendirmelere yer verilmektedir. Verilen örneklerin hiçbiri bir salgın hastalık tehdidine ilişkin olmadığı için bu raporun günümüz şartlarına yorumlanması ve değerlendirilmesi gereklidir. Salgın tehdidine karşı ülkemizde alınan önlemler ile bu rapor karşılaştırıldığında, ülkemizdeki bir kısım
uygulamaların Venedik Komisyonu tavsiyeleri ile uyuşmadığı gözükmektedir. Özellikle bu raporda “fiili olağanüstü hal uygulaması” nın doğru olmadığı belirtilmektedir. Ülkemizde resmi olarak henüz birolağanüstü hal ilanı bulunmamakla beraber, sokağa çıkma yasağı gibi olağanüstü hal uygulamaları hayata geçirilmektedir. Ülkemizde alınan tedbirlerin olağanüstü hal ilanı çerçevesinde olmaması sebebi ile Venedik Komisyonunun tavsiyesi kapsamındaki parlamenter denetimden de söz etmek mümkün olmamaktadır. Raporda hakların sınırlandırılmasından bahsedilirken ayrımcılık yasağına da değinilmiş ancak bu konu detaylandırılmamıştır. Ülkemizde yaş kriterine bağlı olarak uygulanan sokağa çıkma yasağının ayrımcılık yasağı kapsamında tekrar değerlendirilmesi gereklidir.
Av. Yakup Engin